19.01.2013

Le Petit Prince...

Şu sıralar benim için önemli bir sınava hazırlandığımdan dolayı blogumdan ve sizlerden birkaç gün daha uzak kalacağım! Ben yokken sizleri her fırsatta severek okuduğum ve her okuduğumda içinden farklı dersler çıkardığım bir kitap olan 'Küçük Prens'ten ufak bir bölüm ile başbaşa bırakıyorum. Sevgiyle kalın...
    Küçük prens gidip güllere baktı.
    "Siz benim gülüme benzemiyorsunuz," dedi. "Hatta hiçbir şeysiniz şu anda. Çünkü ne bir kimse sizi evcilleştirdi, ne de siz bir kimseyi. İlk gördüğüm zamanki tilkim gibisiniz. O zaman yüz bin başka tilkiden herhangi biriydi. Ama şimdi dostum oldu ve benim için eşi benzeri yok."
  Güller çok utanmışlardı.
    "Çok güzelsiniz, ama boşsunuz benim için," diye sürdürdü sözlerini küçük prens. "İnsan sizin için ölemez. Doğru, gelip geçen biri için benim çiçeğimin sizden hiçbir farkı yok. Ama o benim için yüzlercenizden daha önemli; çünkü suladığım, cam bir fanusun altına koyduğum, önüne siperlik edip rüzgarlardan koruyarak yerleştirdiğim çiçek o. Çünkü tırtılları ben onun için öldürdüm. Çünkü yakındığı, ya da övündüğü, ya da hiçbir şey söylemediği zamanlarda dinlediğim çiçeğim o benim. Çünkü o benim çiçeğim."

    Tilkinin yanına döndü sonra.
    "Hoşça kal," dedi.
    "Hoşça kal," dedi tilki. "İşte sana bir sır, çok basit bir şey: İnsan yalnız yüreğiyle doğruyu görebilir. Asıl görülmesi gerekeni gözler göremez."
    "Asıl görülmesi gerekeni gözler göremez," diye yineledi küçük prens; unutmamalıydı bunu.
    "Gülünü senin için önemli kılan, onun için harcamış olduğun zamandır."
    "Onun için harcamış olduğum zaman..." diye yineledi küçük prens. Bunu da unutmamalıydı...

Hoşçakal...

1 yorum:

MadamB Fashion dedi ki...

Sana sınavında başarılar bir de bu güzel bölümü paylaştığın için teşekkürler bende çok severim küçük prensi :)